Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Tıp Fakültesi

21 Eylül Dünya Alzheimer Günü Kapsamında Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa ÇAM "Alzheimer Hastalığı (AH)" Hakkında Bilgiler Verdi

21 Eylül Dünya Alzheimer Günü Kapsamında Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa ÇAM "Alzheimer Hastalığı (AH)" Hakkında Bilgiler Verdi

21 Eylül Dünya Alzheimer Günü kapsamında Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa ÇAM; Alzheimer Hastalığı, kimlerin risk altında olabileceği, hastalığın evreleri, hasta yakınları ve bakımverenler üzerinde olan psikolojik etkileri hakkında önemli bilgiler verdi.

Dr. Mustafa ÇAM; Alzheimer Hastalığı, günümüzde yaşlı popülasyonun ve yakınlarının yaşam kalitesini bozan en önemli hastalıklardan biridir. Yaşlılığa bağlı fizyolojik değişiklikleri hem hızlandıran hem de beraberinde gelişen kognitif fonksiyonlarda bozulma ile de bu değişimi maskeleyen de bir hastalıktır.

Alzheimer hastalığı (AH) demansın en sık nedenidir. İlerleyici bilişsel yıkım ilk olarak medial temporal lobda görülen patolojik tutulum sonucu bellek yıkımı ile başlamaktadır. Tutulumun ilerlemesi ile birlikte diğer bilişsel işlevlerdeki bozukluklar eklenmektedir. AH’de nöropatolojik değişiklikler amiloid birikimi ile oluşan senil plaklar ve hücre içi nörofibriler yumaklardır. 65 yaşından sonra her 5 yılda bir iki katına çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde 65 yaş ve üzerinde her on kişiden birinde, 85 yaş ve üzerinde ise üçte birinde demansiyel bulguların ortaya çıktığı bildirilmektedir.

Dünyada yirmi beş milyondan daha fazla Alzheimer hastasının olduğu ve her yıl beş milyon yeni hastanın eklendiği düşünülmektedir.  2050 yılında prevalansının dört katına çıkarak, 106,8 milyona ulaşacağı düşünülmektedir. AH’de fiziksel aktivitenin azalması ile yaşam kalitesi etkilenmekte ve yaşam beklentisi azalmaktadır. AH gelişmiş ülkelerde evde bakım hizmeti gerektiren hastalıklar arasında ilk sırada yer almaktadır. Düşmeler, idrar şikayetleri, bası yaraları, enfeksiyonlar, ve damarsal olaylar mortalitenin ve morbiditenin en sık sebepleridir.  

Çoğunlukla 65-70 yaşında başlayan, yavaş ilerleme gösteren, sinsi başlangıçlı bir hastalıktır.Bellek, dil, isimlendirme, görsel-uzaysal ve yürütücü işlevlerde ilerleyici yıkım ile karakterize bir hastalıktır. Histopatolojik olarak AH ve senil demanslı hastaların beyinlerinde plak ve yumaklar temel yapıyı oluşturmaktadır. AH’de nörodejenerasyonun klinik belirtilerden 20- 30 yıl önce başladığı düşünülmektedirBu evre sıklıkla hafif bilişsel bozukluk (HBB) olarak adlandırılır. Hastaların hafıza kaybı yaş ve eğitime göre düzenlenmiş özel testlerle saptanmaktadır. Bellek yıkımı ön planda olan HBB’nin (Amnestik HBB) normal yaşlanma süreci ile AH arasında geçiş dönemi olabileceği düşünülmektedir. HBB olan hastaların, AH’ye dönüşme oranı %10-15’dir.

AH’de en sık yeni bilgileri hatırlama yeteneğinde azalma görülür. Harabiyetin artışı ile birlikte hastalarda farklı bulgular ortaya çıkmaktadır. Hastaların hafif evreden orta ve şiddetli evreye ilerleme süreçleri farklılık göstermektedir. Günlük yaşam aktivitesini etkileyen bellek kaybı, planlama ve problem çözme kabiliyetine azalma, ev ya da işde yapılması gereken işleri yerine getirememe, yer, zaman kavramlarının karıştırılması, görsel-uzaysal algıda azalma, konuşma ve yazı yazarken kelime bulmada güçlük, objelerin yerlerini değiştirme ve yanlış yere koyma, muhakeme yeteneğinde azalma, iş ya da sosyal aktivitelerde azalma,  duygu durum ve kişilik değişiklikleri. İlerlemiş AH’de, hastalar yıkanma, giyinme, yemek yeme gibi günlük yaşam aktivitelerini devam ettirebilmek için yardıma ihtiyaç duyarlar. Hastalığın son aşamasında ise çevresinde sevdikleri kişileri tanıyamayabilir ve yatağa bağımlı hale gelebilirler. Hareket kısıtlılılığının artması ile birlikte Alzheimer hastaları enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelirler.

Alzheimer Birliğinin yayınladığı 2012 Alzheimer’s Disease Facts and Figures adlı rapor ise AH’yi preklinik AH, AH öncesi hafif bilişsel bozukluk dönemi ve AH’nin demans dönemi olmak üzere üç evreye ayırmaktadır. Bu evrelendirme şu anda kullanılmakta olan evrelendirmeden farklı olarak AH’nin hafif/erken evreden önce başladığını belirtmektedir. Yeni teknikler yardımı ile hafif/erken evre AH’den önce meydana gelen AH ile ilişkili beyin değişiklikleri tespit edilebilmektedir. Beyindeki bu çok erken değişiklikler saptandığında, yeni kriterler de kullanılarak, hastanın preklinik AH veya AH öncesi HBB sürecinde olup olmadığı hakkında daha kolay bilgi sahibi olunabilecektir.

PREKLİNİK ALZHEİMER HASTALIĞI

Bu evrede, hastalarda henüz hafıza kaybı olmadan, beyin, serebrospinal sıvı ve/veya kanlarında hastalığın erken dönem belirtilerini gösterebilecek ölçülebilir değerler saptanabilmektedir. Bu preklinik veya presemptomatik evre AH’de hastalık belirtileri ortaya çıkmadan 20 yıldan daha fazla süre önce, beyinde değişiklikler ortaya çıkabilmektedir.

ALZHEİMER HASTALIĞI ÖNCESİ HAFİF BİLİŞSEL BOZUKLUK

HBB olan hastaların bilişsel yeteneklerinde kendileri, aileleri ya da arkadaşları tarafından fark edilebilen hafif fakat testler ile tespit edilebilir değişiklikler olmasına rağmen bunlar hastaların günlük yaşam aktivitelerini etkilememektedir.

ALZHEİMER HASTALIĞININ DEMANS DÖNEMİ

Bu evre AH’nin neden olduğu günlük yaşam aktivitelerini etkileyen bellek, dikkat ve davranışsal bozukluklar ile karakterizedir. Pratik açıdan hastalığı hafif, orta ve ileri evre olmak üzere 3 döneme ayırabiliriz. Genellikle yakın geçmişteki olaylar ile ilgili bellek kaybı, yeni bilgilerin öğrenilmesinde güçlük, zaman ve yer oryantasyon bozukluğu, isimleri unutma, kelime bulmada güçlük, nesneleri koyduğu yeri unutma, iş verimliliğinde azalma, alış-veriş yapmada güçlük, günlük yaşam aktivitelerinde azalma dikkat çekicidir. Bellekteki bozulma daha belirgindir. Günlük yaşam aktivitelerinin sürdürülmesinde belirgin azalma, dışarı yalnız çıkamama, lisan sorunları, praksi ve gnostik bozukluklar, hezeyan, halüsinasyon gibi davranışsal sorunlar, giyinme yıkanma sırasında başkasının yardımına ihtiyaç duyma sıktır. İleri Evre Alzheimer Hastalığı: Hasta günlük yaşam aktiviteleri için tamamen bağımlı hale gelir. Bellek iyice azalmış, konuşma kısa cümleler ya da kelime tekrarı şeklindedir. Davranış bozuklukları daha belirginleşir. Yutma kusuru, idrar-gaita inkontinansı, motor kayıplar ile hasta yatağa bağımlı hale gelir.

ALZHEİMER HASTALIĞINDA DAVRANIŞSAL BOZUKLUKLAR

Hasta yakınları sıklıkla bellek ve bilişsel yetilerdeki azalmadan ziyade, birtakım davranışsal (psikoz, agresyon ve ajitasyon gibi) ve duygu-durum (depresyon) bozuklukları ile ilgili semptomlar ile baş etmenin zorluklarından yakınmaktadırlar. Psikotik belirtiler (halüsinasyonlar, hezeyanlar gibi), yerinde duramama saldırgan davranışlar ve psikomotor ajitasyon AH’de sık olarak görülmekle birlikte bütün hastalarda görülmeyebilir. Depresif belirtiler (üzüntü, karamsarlık, yaşamdan zevk alamama, anksiyete) AH’de %40-50 oranında görülür.

ALZHEİMER HASTALIĞININ YAKINLARI VE BAKIMVERENLER ÜZERİNE OLAN PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Nöropsikiyatrik envanter ve bakım veren yükü envanteri ile hasta yakınları ve hasta ile birlikte yaşayan bireyler üzerine olan psikolojik etkiler değerlendirilebilmektedir. Bilişsel kayıptan ziyade ajitasyon, disfori, irritabilite, delüzyonlar ve apati gibi nöropsikiyatrik bulguların eşlik etmesi halinde stresin daha arttığı belirlenmiştir.