Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Tıp Fakültesi

Avrupa Obezite Gününde Dr. Öğr. Üyesi Ersen Karakılıç sorularımızı cevapladı

Avrupa Obezite Gününde Dr. Öğr. Üyesi Ersen Karakılıç sorularımızı cevapladı

ÇOMÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ersen KARAKILIÇ Avrupa Obezite Günü'nde sorularımızı cevapladı.

  1. OBEZİTE  nedir ?

Sağlığı olumsuz etkileyecek şekilde vücutta yağ dokusunun artışıdır. Neredeyse bir salgın gibidir ve sıklığı tüm dünyada giderek artmaktadır, çok önemli bir halk sağlığı sorunu halini almıştır. Sigaradan sonra gelen en önemli önlenebilir ölüm nedenidir.

Başta tip 2 diyabet ve kalp damar hastalıkları olmak üzere bir çok hastalıkla ilişkilidir.

21. yüzyılın en önemli sağlık sorunudur. Obezite tanısını vücut kitle indeksine(VKİ) hesaplamasına göre koyabiliriz. Vücut ağrılığının , boyun karesine bölünmesiyle hesaplanır(kg/m²). 18-25 :normal , 25-30 arası fazla kilolu,  >30 obez  , >40 morbid obez  , >50 ‘nin üstü super obez olarak kabul edilir.

Obezite tanımlamasında VKİ en çok kullanılan yöntem ancak , bel çevresi de kullanılabilir. Bel çevresinin metabolik hastalıklar ve kalp damar hastalıklarıyla daha yakın ilişkili olabileceği belirtilmektedir.Erkekte 100 cm ve kadında 90 cm geçen bel çevresi obezite olarak tanımlanabilir ve hastalıklarla yakın ilişkilidir.

 

 

 

  1. Nasıl  sınıflandırılır ?

 

İç-viseral yağlanma, ve çevresel-cilt altı yağlanma şeklinde iki ayrı vücut yağlanma tipinden bahsedilebilir.

Bel çevresi artışı ile giden viseral yani iç organların yağlanması en tehlikeli olanıdır.

Daha çok kadınlardaki kalça ve basenlerde görülen cilt altı yağlanma ise metabolik ve kalp damar hastalıklarıyla ilişkili değildir.

Yine bel/kalça ölçüm oranın erkekte >1kadında >0,8 üzeri olması hastalıklarla ilişkilidir. Ayrıca bel çevresinin boy ölçümünün yarısından fazla olması da aynı şekilde obezite ilişkili hastalıklara yol açar.

 

  1. Türkiye ve dünyadaki sıklığı nedir ?

 

Türkiye’de de obezite tüm dünyada olduğu gibi giderek artmaktadır, özellikle erkeklerde obezite sıklığı daha düşük olmasına ragmen artış hızı çok yüksektir. Avrupa’da obezitenin en sık olduğu ülke Türkiyedir.

2010 yılı verilerine göre nüfusumuzun yaklaşık 1/3 fazla kilolu, 1/3’ü de obezdir.Normal vücut ağırlığına sahip olan oran oldukça azalmıştır.

En düşük obezite Erzurumda en fazla Adana görülmektedir. Çocukluk ve ergenlik dönemindeki obezite sıklığı da giderek artmaktadır. Bir çalışmaya göre Türk çocuklarında da obezite prevelansı %7,7 ile Romanya’dan sonra Avrupa ülkeleri arasında ikinci sıradadır.

 

 

 

 

  1. Son yıllarda obezite sıklığında artışın sebepleri nelerdir ?

Yaşam alışkanlıklarında değişim ana sebeptir. Bunun iki ana bileşeni vardır, en önemlisi yemek alışkanlıklarının değişmesi ve fazla şekerli ,karbonhidratlı ve yüksek kalori içeren besin alımındaki artış, diğeri ise fiziksel aktivitenin çok azalmasıdır.İnsanlarımız artık

boş zamlarının çoğunu hareketi önemli oranda azaltan televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik aletlerle geçirmekte bunun yanında hazır paketlenmiş, rafine karbonhidratları, aşırı yağlı, aşırı kalorili, fast-food tarzi yiyecekleri çok fazla tüketmektedir.

 

  1. Obezite , ve şeker hastalığı arasında ilişki var mıdır ?

 

Çok yakın ilişkilidir. Obezitenin artışına paralel olarak tip 2 diyabet (şeker hastalığı) da katlanarak artmaktadır.

Kilo ile insulin direnci artar. İnsülin normalde alınan yiyecekleri yağ olarak depolayan hormondur, obezlerde bu mekanizma bozulur, insulin etki etmez hale gelir ve alınan şeker yağ olarak depolanmadan kanda kalarak, kan şekerinde artışa yol açar. Zamanla şeker hastalığı gelişir.

Obezlere mutlaka en az yılda bir kan şekeri değerlerini kontrol ettirmelidirler.

Bu ilişkinin iyi yanı şu ki erken dönemde kan şekeri yüksekliği fark edilir ve kilo veririrse bu tablo geri dönebilir. Ancak kötü tarafı da

geç kalınırsa geri dönmeyebilir.

Ancak hali hazırda tip diyabet olanlarda kilo vermek her zaman daha iyi sonuçlarla ilişkilidir. Kilo veren bazı tip 2 diyabetiklerde ilaçları, hatta insulini azaltmak hatta kesmek mümkün olabilmektedir.

 

 

 

  1. Obezite şeker hastalığı dışında başka hangi hastalıklarla ilişkilidir?

 

 

Birçok başka hastalıkla da ilişkilidir.

Obezlerde metabolik bozulma genellikle tek başına değildir.  Kan yağlarında bozulma ile birliktedir.

Trigliserit ve kötü kolesterol dediğimiz  LDL artışı iyi kolesterol dediğimiz HDL düşüşü sıklıkla vardır tabi bunlar da Kalp hastalıklarını arttırır. 

Hipertansiyona yol açar. Kalp krizi, inme gibi damar hastalıkları obezlerde ömrün azalmasının ve arazların ortaya çıkmasının en önemli son nedenidir.  

Karaciğer yağlanması tedavi edilmezse siroza ve karaciğer yetmezliğine kadar ilerler

Polikistik over sendromu, kısırlık, uyku apne sendromu, kireçlenme, reflü, safra taşı, depresyon gibi birçok hastalıkla ilişkilidir. Hatta bazı kanser tiplerinde özellikle meme, rahim ve kalın bağırsak kanserinde artış bildirilmiştir.

 

  1. Obezite tedavi  edilmeli midir, tedavi yaklaşımı nasıldır ?

 

Evet kesinlikle düzeltilmelidir.Bir çok hastalığa yol açıyor, ömrü kısaltıyor mutlaka tedavi edilmelidir. Halk sağlığı sorunu olduğu için aslında tedavide toplumsal olmalıdır. Bireysel tedavilerden daha çok toplumsal yaklaşımlar önemlidir.

Rafine karbonhidrat , şeker içeren, yüksek kalori içeren yiyecekler kısıtlanmalı hatta yasaklanmalıdır. Ekmek tüketimi azaltılmalı, fiziksel aktivite mutlaka arttırılmalıdır.

 

  1. Diyet yaklaşımı nasıl olmalıdır ?

 

Mutlaka az yenecek. Kilo vermek klay bir mesele değil, mutlaka aç kalmak gerekecek ve çaba gerekecek. Diyette özellkile ekmek, yüksek kalorili özellikle karbonhidrat içeren yiyecekler azaltılacak, tokluğu bir miktar arttırdığı için protein içeriği bir miktar arttırılabilir. Posalı yiyecekler arttıtılacak, yüksek kalorili yiyecekler yerine bunlar tercih edilecek.

Akdeniz diyeti bizim toplumumuz için oldukça uygun ve faydalı olduğu gösterilmişbir diyet. Bu diyette özellikle zeytin yağ, sebze meyve, kuruyemiş, tam buğday, orta düzeyde süt ürünü ve et alımını mevcut.

 

  1. İlaç tedavisi ne zaman düşünürüz  ?

 

Hiçbir ilaç tedavisi diyeti ve egzersizin yerini tutamıyor, ancak gereken hastalarda uygulanabilir. Hiçbir ilacın etkisi tek başına obeziteyi düzeltecek güçte değil.

 

 

  1. Obezite tedavisinde cerrahi tedaviyi ne zaman düşünürüz ?

 

Tedavi seçeneklerinin sonunda düşünülmesi gereken bir yöntem. Obeziteye bağlı sorunları çözemediğimiz , hastanın tıbbi açıdan bir an önce kilo vermesi gereken durumlarda uygulanabilen bir yöntem. Doğru hastada uygulandığında oldukça iyi sonuç verebilir ancak riskleri olduğunu çok iyi bilmek gerekir. Basit yaklaşımlarla diyet ve egzersizle çözülebilecek, sadece kozmetik amaçlarla kilo vermek isteyen kişilerde kesinlikle önermiyoruz. Hastanın doktoruyla ortak karar vermesi gereken özel bir durum.